ISBN 978-605-81727-0-8

Lomber Spinal Stenoz

Yayın Tarihi : 25 Mart, 2020

Barış Nacır 1

1Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ankara Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon AD, Ankara


Özet Tam Metin PDF

Özet:

Lomber spinal stenoz (LSS); spinal kanal, sinir kökü kanalı veya intervertebral foramenin lokal, segmental ve jeneralize olabilen daralması sonucu meydana gelen klinik bir durum olarak tanımlanır. Dejeneratif spinal stenoz LSS’nin en sık görülen formudur. Semptomlar genellikle yaşamın altı ve yedinci dekadlarında ortaya çıkar. Kadınlarda daha sık görülmektedir. Spinal stenozun konjenital formu ile lateral kanal veya lateral reses stenozu ise genellikle yaşamın üç ve dördüncü dekadlarında belirgin hâle gelir. LSS’li hastalar çeşitlilik gösteren semptomlara sahiptir. Semptomlar genellikle belirsiz ve değişkendir, asemptomatik olgular olabilir. En karakteristik semptom nörojenik klodikasyo (NK)dur ve olguların %50-95’inde ortaya çıkar. NK; iyi lokalize edilemeyen, kuvvetsizlik ve uyuşukluk hissinin eşlik ettiği, yürüme ve ayakta durma ile kötüleşen, spinal fleksiyon ve oturma ile azalan unilateral veya bilateral alt ekstremite ağrısı olarak tanımlanır. Spinal kanalın daralması durumunda sinir liflerinde uzun süreli kompresyona ikincil olarak lokal demiyelinizasyon ve/veya aksonal dejenerasyon meydana gelir. Bazı araştırmacılara göre LSS’de meydana gelen semptomların nedeni sinir köklerinin gerçek vasküler yetmezliğidir. Ancak çoğu araştırmacı, semptomların spinal kord ve/veya sinir köklerinin mekanik kompresyonuna ikincil olarak ortaya çıktığını düşünmektedir. Dejeneratif omurga hastalıkları nedeni ile meydana gelen sinir kökü ağrısı da diyabetik periferik nöropati, postherpetik nevralji gibi nöropatik ağrı nedeni olabilir. Spinal stenoza bağlı bel ağrısı ve radiküler semptomlarla başvuran hastada ilk olarak konservatif tedavi denenmeli ve hafif-orta düzeyde semptomları olan LSS’li hastalarda konservatif tedavi konusunda ısrarcı olunmalıdır. Özellikle yaşlı populasyonda LSS’nin cerrahi tedavisi ile ilişkili artmış morbidite nedeni ile konservatif tedavinin tercih edilmesi gerektiğinin altı çizilmektedir. Konservatif tedavide ilk seçilecek ajanlar nonsteroidal antiinflamatuar ilaçlardır. Bağımlılık potansiyelleri nedeni ile narkotiklerin kullanımından mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Trisiklik antidepresanlar ve antikonvülsanlar kullanılabilir. Kalsitonin, başlangıçta Paget hastalığına ikincil olarak ortaya çıkan LSS’de kullanılmıştır. Kalsitoninin LSS’li hastalarda önemli bir yan etkiye yol açmadan iyi bir analjezik etki gösterdiği ve yürüme mesafesini artırdığına dair çalışmalar mevcuttur. İnterlaminar epidural steroid enjeksiyonlarının NK veya radikülopatide kısa dönem etkiye sahip olduğu (iki hafta ile altı ay arasında değişen sürelerde), buna karşılık radyoloji rehberliğinde yapılan multipl transforaminal epidural steroid enjeksiyonu veya kaudal enjeksiyonun LSS ile ilişkili NK veya radikülopatide orta dönem (3-36 ay arasında değişen sürelerde) etkiye sahip olduğu söylenebilir. LSS tedavisinde bağımsız bir tedavi olarak fizik tedavi uygulamaları veya egzersizin kullanımının karşısında veya kullanılmasını öneren yetersiz kanıt mevcuttur. LSS için akupunkturun etkinliği ve güvenliği hakkında kesin bir kanıt bulunamamıştır. Bu konuda yapılacak çalışmalara ihtiyaç vardır. LSS’de cerrahi tedavi endikasyonları; yeterli konservatif tedaviye rağmen günlük yaşamı etkileyen şiddetli ağrıları devam eden, progresif olarak yürüme mesafesinin ve ayakta durma süresinin ileri derecede kısıtlandığı, majör nörolojik defisit ve progresif nörolojik defisitin bulunması (kauda ekuina sendromu, düşük ayak, nöropatik mesane veya bağırsak) nedeni ile özürlü durumunda olan hastaların yaşam kalitelerini iyileştirmek amacıyla uygulanan seçici bir prosedürdür.


Anahtar Kelimeler:

Lomber spinal stenoz, Görüntüleme, Manyetik rezonans görüntüleme, Konservatif tedavi, Fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları